Açık Kapı
Ansızın yanımda bitiverdi. Elimdeki gazeteye dalmışken, ayaklarını fark ettim önce. Başımı ağır ağır kaldırınca beni tanıyormuş ya da bana bir şey söyleyecekmiş gibi bakan o kadını fark ettim. Tanımıyordum, o da tanımıyordu belli ki. Çok da etkileyici bir güzelliği de yoktu ilk bakışta vurulacak... Ama kapım açıktı. Ona “gel” diyen yoktu ama kapı ardına kadar açıktı. Aradığım o değildi belki. Aradığım bir şey ya da kişi mi vardı? Bilmem!
Sanırım telefonumun çalmasını, yanıbaşımda biten bir “merhaba” nidasını, elimdeki gazeteden başımı kaldırmaya fırsat bulamadan yanağıma değen bir öpücüğü, uzun zamandır görmediğim bir dostun saçlarıma dokunup “ben geldim” demesini ya da yanımdan geçecek ve beni peşinden sürükleyecek güzel bir kokuyu bekliyordum.
Gözlerimdeki cevapsız soruları gördüğünden mi, yoksa bir arkadaşına benzetip yanıldığından mı bilmiyorum, kadın ağır adımlarla geldiği gibi gitti.
Ama benim kapım hala açıktı.
z.e.
Fotoğraf : Haziran 2012 / Eski Datça
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder